20 Aralık 2016 Salı

VİRAN EDEBİYATI

Herkesin kıvrıldığı dünyada, dik durmak olur mu sandın?
Herkese baska söyleyenin, seni ayrı tuttuğuna mı kandın?
Sen ki herkesi kendi gibi bilen bir insandın,
Suç sende ki, insan olanla oturup kalkacaktın.

"Sana taş atana gül at." idi felsefen,
Hep kendine kızardın birine kin beslesen,
Sanır mısın ki bir ses veren olur, ses etsen,
-Mış gibicilerin yalancı devrine kaldın.

Anlattın, dil döktün fehmetmedi mi?
Öylece baktın, seyir ettin farketmedi mi?
Bu, sözü özünden büyük insanlar hiçbir şeyi haketmedi mi?
Nefesini boş yere yormayacaktın.

Ersindir adın, böyle yazarsın arz-ı halini,
Yine akıllanmaz, kaynağından seversin faniyi,
İnsanoğlu bu, neylersin, çamurdur var edildiği.
İlle de edeceksen bundan sonra sözünü,
Döner de yüzünü, taş duvara anlatırsın.

13 Aralık 2016 Salı

KÜS MÜYÜZ TANRIM?

Küs müyüz tanrım?
Bilmeden bir kabahat mi işledik yoksa?

Öyle olsa bile affetmez misin tanrım?
Sen büyüksün, kudretlisin nasıl olsa.

Unuttun mu bizi tanrım?
Tam ondört yüzyıldır kendi halinde dönüyor dünya.

Akan zaman bizi sana yaklaştırıyorken tanrım,
Hayat hep uzaklaştırıyor oysa.

Senden korkmalıymışız tanrım, öyle diyorlar,
İnanasım gelmiyor, bahşettiğin akılla.

Kendilerini senin yerine koyuyorlar tanrım,
Üç kuruş etmez kulların var bana kalırsa.

Her şeyden bolca vermişsin tanrım,
Ama nasıl kurulacak adalet; kimine az, kimine çoksa?

Hala milyonlarca kulun aç tanrım,
Ben söylemiş olayım haberin yoksa.

Her kötülüğe adını karıştırıyorlar tanrım,
Ben mutlaka bir şeyler yapardım elimde olsa.

Sınav yeri burası diyorlar tanrım,
Sonuç ne kadar adil olur ki şartlar farklıysa?

İnsanoğlu yarattığın gibi değil tanrım,
Seni bile yok edecek fırsatını bulsa.

Yanılmış olabilir misin tanrım?
Ben insan olmak istemiyorum, planladığın buysa.

5 Aralık 2016 Pazartesi

MİŞ GİBİ

Ben asosyal bi insandım,
Çünkü herkes, her yeri zaten fazla fazla gezmişti.
Ben hiç bir şey bilmiyordum.
Çünkü herkes, her şeyi fazlasıyla bilmişti.
Ben hala bir şeylerden utanıyordum.
Çünkü herkes utanma duygusunu bir yerlerde unutuvermişti.
Ben eksik bir adamdım,
Çünkü herkes her şeyi çoktan görmüş, geçirmişti.
Ben standart, kendi halinde bir insandım,
Çünkü herkes aslında kraldı, prensesti.
Ben her şeye yetebilen biri değildim.
Fakat herkes, hem de her şeye yeter(miş)di.
Ben dümdüz bir adamdım,
Çünkü herkesin egosu hepimize fazladan yetmişti.
Fakat zaman işin özünü gösterdiğinde canım,
Anladım ki herkes kendini, yalnızca güzel gösteren aynalardan izlemişti.

28 Kasım 2016 Pazartesi

PRAGMAT-İST

Yalnızca mutsuzken sonbaharın farkına varanlar,
Ve ilkbaharda açan çiçekleri sadece aşık olduklarında görenler,
Ayrılık şiirlerini ayrılınca okuyup,
Mutluluk şarkılarını ancak bir eş eşliğinde haykıranlar,
Samimi değillerdir!
Faydacıdır yalnızca onlar..

19 Kasım 2016 Cumartesi

MİNNETTARIM

Aşka özlem duyan tüm hücrelerimi ince parmaklarınla tek tek dokunarak uyandırdığın için,
Samimiyete olan inancımı kollarınla sararak her türlü olumsuzluktan koruduğun için,
İçimdeki bitmek bilmeyen öğrenme isteğine, kendi heybenden sürekli bir şeyler kattığın için,
İki kişinin biraraya gelmesinin, bir tarafın zincire vurulması gerektiği anlamına gelmediğini gösterdiğin için,
Her zaman tutkuyla ne yapıyorsam, artık daha da azimle yapmama sebep olduğun için,
Endişe içindeyken bile, hayatın gri duvarlarına ışıklı ve rengarenk pencereler açtığın için,
Doğumumla, doğrumu bulmam arasında geçen zamanın, sonuca değdiğine defalarca inandırdığın için,
Paylaştığımız her şeye ve her an'a ruhunu kattığın için,
Bana kendini,
Ve aslında bana her defasında kendimi anlattığın için,
Sana minnettarım.

11 Kasım 2016 Cuma

NE ŞANS!

Ne güzel, tanımak seni!
Ne şans,
Ve ne güzel bir kader, eğer yazılmışsa..
Alınmışsa bir nefes, yokluğunda,
Affet!
Mecburiyet caddesinin tek yönlü gidişindendir.
Beni ben yapan her bir hareketin için,
Bir nefes borçlanacağım dudaklarına.

31 Ekim 2016 Pazartesi

TAV'SİYE

Hayattaki tercihlere her zaman dikkat etmek, 
Bazen de gerekmiyorsa, ne olursa olsun, tercih etmemek gerekir. 
Zira insan ruhu özgürlüğe meyillidir. 
Diğer duygular ne kadar ağır basarsa bassın, 
Özgür değilseniz, eninde sonunda mutsuz olursunuz. 
Çift kişilik esaretin sizi aşağı çekmesine göz yummak yerine, 
Çift kişilik özgürlüğün ne kadar büyüyebileceğini keşfetmeniz sizi hep daha ileri götürecektir. Sizi esir eden insanlarla olmayın. 
Günü daha aydın eden insanlarla olun. 

9 Ekim 2016 Pazar

SOLCU YAZMA

Zarif ve incecik uzanan bileğindeki anne saatinin yakışmasını seversin.
Saçının tamamını sol tarafa atar. Ve kimyasal bulaşmamış yüzünün ortasında ilgiyle bakan gözlerini seversin. Özellikle gözleri umut aşılar. Boynundaki solcu yazma'yla umut verir etrafına. Yazmasına sinen kokusunu bile sana adamıştır. Yılmaz Güney'i mesela, ya da Cemal Süreya'yı anar, vakitli vakitsiz, bulduğu zamanlarda. Çay da demler, şiir de okur, türkü de dinler. Yeri geldiğinde gecenin prensesi olmasını da bilir, en çılgından daha çılgın olmasını da.. Kadınındır o. Toktur gözü, kimsenin hayatıyla ilgilenmez. Zekasını ve enerjisini, kendi ilişkisine harcar. Özünü inkar etmez; Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Ermeni, Sünni, Alevi'dir... Ama önce insandır. Hem de çok daha insandır. Araba camını silen küçük çocuklara şirin sözlerle hitap edecek kadar sevecendir. Fakat öfkelidir de yeri geldiğinde. Ama öfkesini kusmaz öyle olur olmaz. Meydanlara çıkar, hakkını arar. Olur olmaz küfretmez. Bir 'Ulan!' der, başın döner aşktan. Yollara çıkılır o kadınla. Düşünmeden yolları arşınlar, insanlar tanırsın. Tutarsın elinden ve kalbin her dakika fazla mesai yapar.

6 Ekim 2016 Perşembe

LİBİDO

Libido denen kavram kasıklarından kafana doğru ilerlemişse, 
Artık büyümüşsündür. 
Ve seni zihinsel tatmine ulaştırana kadar biri, 
Aşk tarafından kötürümsündür.

8 Eylül 2016 Perşembe

UMUDA DAİR

Hala birçok insan her şeyi;
Sevgiyle besleyip,
Sevgiyle yaşatıp,
Sevgiyle ayakta tutuyor.

23 Ağustos 2016 Salı

GÜLÜCÜK ETKİSİ

Ve gülünce gözlerinin içi,
Baharla sevişir toprağım.
Papatyalar okşar serçelerin kanatlarını.
Ve rüzgarlar fısıldar en ücra mevsimlerden taşıdıkları ezgilerimizi.
Sonra gülümsersin,
Bir çocuk masalında ölür tüm kötülükler.
Ve yeniden doğar insanlık.

22 Ağustos 2016 Pazartesi

ADAM ÇABALADI

Kimsenin koklamayacağı çiçekler yetiştirmekten usanmıştı adam. 
Çünkü insanlar, koklamaktan çok, koparmaya alışmıştı.
Bu yüzden kalan tüm çiçeklerini botlarının içine sakladı.
Ve attığı her adımla,
Onları, bu anlaşılamaz ilişkiler sarmalının dışına çıkarmaya çabaladı.
Sonuç?
Sonuç önemsizdi.
Adam çabaladı.

26 Nisan 2016 Salı

EŞ'SİZ BEKLEYİŞ

Hepsi eşlendikten sonra tek kalan çorap gibiyim bazen,
Bazen ise, çorak bir toprakta güç bela ayakta kalmış bir ağaç gibi..
Bazen yalnız, ama genelde güçlü..
Bazen, eşim bulunamadığından, tek başıma karanlık bir çekmeceye konulduğum oluyor;
Yalnız kalmış başka bir eşi bekliyorum, 
Sadece eşlenmiş olmak için.
Bazen dallarıma güzel, ve fakat göçmen kuşlar konuyor.
Onlara güzel meyveler sunuyorum;
Yollarına daha güçlü devam etmeleri için.
Küçük umutları ve umuda gözlerimi yatırmayı seviyorum.
Herkes gidiyor,
Ben kalıyorum.