9 Ekim 2016 Pazar

SOLCU YAZMA

Zarif ve incecik uzanan bileğindeki anne saatinin yakışmasını seversin.
Saçının tamamını sol tarafa atar. Ve kimyasal bulaşmamış yüzünün ortasında ilgiyle bakan gözlerini seversin. Özellikle gözleri umut aşılar. Boynundaki solcu yazma'yla umut verir etrafına. Yazmasına sinen kokusunu bile sana adamıştır. Yılmaz Güney'i mesela, ya da Cemal Süreya'yı anar, vakitli vakitsiz, bulduğu zamanlarda. Çay da demler, şiir de okur, türkü de dinler. Yeri geldiğinde gecenin prensesi olmasını da bilir, en çılgından daha çılgın olmasını da.. Kadınındır o. Toktur gözü, kimsenin hayatıyla ilgilenmez. Zekasını ve enerjisini, kendi ilişkisine harcar. Özünü inkar etmez; Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Ermeni, Sünni, Alevi'dir... Ama önce insandır. Hem de çok daha insandır. Araba camını silen küçük çocuklara şirin sözlerle hitap edecek kadar sevecendir. Fakat öfkelidir de yeri geldiğinde. Ama öfkesini kusmaz öyle olur olmaz. Meydanlara çıkar, hakkını arar. Olur olmaz küfretmez. Bir 'Ulan!' der, başın döner aşktan. Yollara çıkılır o kadınla. Düşünmeden yolları arşınlar, insanlar tanırsın. Tutarsın elinden ve kalbin her dakika fazla mesai yapar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder