10 Haziran 2017 Cumartesi

SEVMEK AŞKI

Ve ben;
Sevmeyi bu kadar çok sevmeseydim,
Çok sevecek birini mutlaka bulurdum.

26 Nisan 2017 Çarşamba

İKİ KİŞİLİK SIR

Her gördüğünü sevmek yerine,
Bir, sevdiğini görmek çabası olmalı insanın.
Bir de kırıp dökmek yerine her şeyi,
Sevdiğiyle arasında yer alan iki kelimesi;
Her daim birlikte gidilebilecek bir "Hadi!"si,
Ve en büyük sorunların bile üstesinden gelebilecek bir "Peki"si.

21 Nisan 2017 Cuma

BAŞKA BİR YAŞAM ÜMİDİ

Kadınlar görebilirdim, saçları ilmek ilmek emeğe örülmüş,
Ve adamlar, aşklarından diyar diyar sürülmüş..
Zaman geçmiş, güzele dair ne varsa kolaya bürünmüş,
Ne beklediğim duraklar beni sarmış, ne bindiğim otobüsler doğru yere götürmüş..
Beklediğimiz, umut ettiğimiz, can attığımız,
Ne varsa bir kalbe girmek için yapmak istediğimiz,
Bu çağda hepsi fazla fazla "görülmüş".
Bu hayatın samimi kısmına geç kaldık ama,
Belki başka bir yaşama..

5 Ocak 2017 Perşembe

TANRIM

Tanrım,
Bir ses ver artık,
Bir işaret bırak..
Nasıl bir sınav ola ki;
Masumu haine kırdırmak?!
Tanrım,
Yoksan anlarım,
Ama varsan,
Bu nasıl bir var olmak?!
Tanrım?
...

20 Aralık 2016 Salı

VİRAN EDEBİYATI

Herkesin kıvrıldığı dünyada, dik durmak olur mu sandın?
Herkese baska söyleyenin, seni ayrı tuttuğuna mı kandın?
Sen ki herkesi kendi gibi bilen bir insandın,
Suç sende ki, insan olanla oturup kalkacaktın.

"Sana taş atana gül at." idi felsefen,
Hep kendine kızardın birine kin beslesen,
Sanır mısın ki bir ses veren olur, ses etsen,
-Mış gibicilerin yalancı devrine kaldın.

Anlattın, dil döktün fehmetmedi mi?
Öylece baktın, seyir ettin farketmedi mi?
Bu, sözü özünden büyük insanlar hiçbir şeyi haketmedi mi?
Nefesini boş yere yormayacaktın.

Ersindir adın, böyle yazarsın arz-ı halini,
Yine akıllanmaz, kaynağından seversin faniyi,
İnsanoğlu bu, neylersin, çamurdur var edildiği.
İlle de edeceksen bundan sonra sözünü,
Döner de yüzünü, taş duvara anlatırsın.

13 Aralık 2016 Salı

KÜS MÜYÜZ TANRIM?

Küs müyüz tanrım?
Bilmeden bir kabahat mi işledik yoksa?

Öyle olsa bile affetmez misin tanrım?
Sen büyüksün, kudretlisin nasıl olsa.

Unuttun mu bizi tanrım?
Tam ondört yüzyıldır kendi halinde dönüyor dünya.

Akan zaman bizi sana yaklaştırıyorken tanrım,
Hayat hep uzaklaştırıyor oysa.

Senden korkmalıymışız tanrım, öyle diyorlar,
İnanasım gelmiyor, bahşettiğin akılla.

Kendilerini senin yerine koyuyorlar tanrım,
Üç kuruş etmez kulların var bana kalırsa.

Her şeyden bolca vermişsin tanrım,
Ama nasıl kurulacak adalet; kimine az, kimine çoksa?

Hala milyonlarca kulun aç tanrım,
Ben söylemiş olayım haberin yoksa.

Her kötülüğe adını karıştırıyorlar tanrım,
Ben mutlaka bir şeyler yapardım elimde olsa.

Sınav yeri burası diyorlar tanrım,
Sonuç ne kadar adil olur ki şartlar farklıysa?

İnsanoğlu yarattığın gibi değil tanrım,
Seni bile yok edecek fırsatını bulsa.

Yanılmış olabilir misin tanrım?
Ben insan olmak istemiyorum, planladığın buysa.

5 Aralık 2016 Pazartesi

MİŞ GİBİ

Ben asosyal bi insandım,
Çünkü herkes, her yeri zaten fazla fazla gezmişti.
Ben hiç bir şey bilmiyordum.
Çünkü herkes, her şeyi fazlasıyla bilmişti.
Ben hala bir şeylerden utanıyordum.
Çünkü herkes utanma duygusunu bir yerlerde unutuvermişti.
Ben eksik bir adamdım,
Çünkü herkes her şeyi çoktan görmüş, geçirmişti.
Ben standart, kendi halinde bir insandım,
Çünkü herkes aslında kraldı, prensesti.
Ben her şeye yetebilen biri değildim.
Fakat herkes, hem de her şeye yeter(miş)di.
Ben dümdüz bir adamdım,
Çünkü herkesin egosu hepimize fazladan yetmişti.
Fakat zaman işin özünü gösterdiğinde canım,
Anladım ki herkes kendini, yalnızca güzel gösteren aynalardan izlemişti.