14 Haziran 2015 Pazar

BU YALNIZCA SİTEM

Ne zannediyorsunuz ki? Her şeyin bir lütuf olduğunu mu? Yoksa her şeyin yalnızca ağzın iyi laf yapmasından ibaret olduğunu ya da kağıda iyi dökmek olduğunu mu kelimeleri? Acıyı paylaşmak, acıya ortak olmaktan ötesi yok.
Daha 5 yaşında mahallenin çocuklarından dayak yedikten sonra, "Sizi babama söyliycem, görürsünüz!" diyemedim. Daha birinci sınıfa giderken, annemin beslenme çantama koyduğu iki yumurtadan biriyle yetinip diğerini annem yesin diye her gün eve geri getirdim. Erkeği olmak kolay değildi evin.. Daha ikinci ve üçüncü sınıftan sonra okula devam edemeyen, çalışmak zorunda olup okulu bırakan küçük bedenli ama minik sınıfımın dev yürekli adamlarını görmezden gelemedim. Yokluk ve eksikliğin ittirdiği yollara hiç girmedim.  Ortaokul zamanında biriktirdiğim üç kuruş ama bana göre büyük harçlığı yastığımın içine koyup bir hafta okulda öğlen yemeklerini boş geçtim. Neden mi? Emperyalizmin bize daha o yaşlarda dayattığı 14 Şubat eziyetinde, o zamanlar sevdiğim alt sınıftaki kıza müzik kutusu alabilmek için. Beğenmeyeceğini bilemezdim... Lise yıllarında, cebimde, kafede kapuçino içecek param olmadığı için bir türlü başlayamayan ve hep platonikte kalan aşklarımın neticesine bir türlü eremedim. Hele o esmer, yeşil gözlü kızla mutlu olur muydum acaba diye hala zaman zaman düşünürüm. Üniversiteye hazırlanırken herkesin kız arkadaşıyla dershane etütlerine kaldığı zamanlarda ben dersleri bitirip işe giderdim. Üzgünüm ama o duyguyu da hala merak ederim. Hayatımda ilk kez çalış(ama)mamın karşılığını, üniversite ile aldım. Tabi yine payımıza düşen - birçokları gibi- kaçıncı sınıf olduğunu bilmediğim devlet yurdu oldu. Ne insanlar tanıdım, ne arkadaşlar, ne aşklaşmalar sığdırdım o dar koşullara.. Hala hepsini bünyemde tutarım. Aç kalırsam diye duygulara bir gün, hiçbirini heba etmedim. En uzun kısmı üniversite olsa da öncekilerden pek bir farkı yoktu. Yine maddeye tapanlar, pişmemişler, akşam 9 ile sabah 8 arası haricinde kanka olanlar falan derken müzikle ve  şiirle tanıştım. Aslında o yolda evrilmek isterdim ama olmadı işte. İmkan dedik, çevre lazım dedik, kesmediyse kısmet dedik ve bugünlere geldik. Arada aşk sandıklarımın dışında hiç aşk yaşamadım. Kimisine maaşım az geldi, kimisine kendi özgüveni eksik... Ama kendimden hep emin oldum. Hiçbir basamağı ikişer üçer atlamak derdinde olmadım. Aksine hep bacaklarımda ağırlıklar oldu beni aşağıya çeken.Şimdi hepsini attım ve insan gibi bir insan, iki kız ve bir erkek çocuk en büyük hayalim. Umutla umudu yitirmemek nedir, ben bu hayattan öğrendim. Siz yozlaşmaya devam edin. Ben bu hayatı iyi tanıyorum ve istediğimi bir gün mutlaka elde edeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder