Oturmuştuk karşı karşıya;
Ben kuşlardan, çiçeklerden ve aşktan söz ediyordum.
O ise sadece kendinden...
Ben aşk diyordum, aşk...
O, diyecek bir şeyi olmamasından olacak,
Sadece ben diyordu.
Gözüm, çayımın buharına takıldı.
Sanki bana bir şeyler anlatıyordu.
Evet;
Beni onunla mı içeceksin diyordu.
Anladım ki, birlikte olduğun kişi sana yakışırken aynı zamanda;
Çayına da,
Sohbetine de,
Aklına da yakışacak.
Kesmedim sözünü.
Kalktım, gidip kapı önündeki sandalyeme oturup yaşlı köpeğimi sevdim.
Ben aslında, yalnızken bendim.